Binlerce yıllık uygarlık tarihi içinde gerek Anadolu’da, gerekse Orta Doğu'da önemli yerleşim merkezlerinden biri olan Diyarbakır'ın sinema ile buluşması 1920’li yılların başlarına denk gelmektedir.

Hemen, hemen her Diyarbakırlının hayatında hoş bir sinema anısı vardır. Özellikle de evlerine yakın yazlık sinema olanların DAM sefaları… Keyifli ve güzel anılardı.. Bunu bir kenara bırakarak, sinemaların kent dinamiğine olan katkısında kısaca söz etmek istiyorum.

Yedinci sanat olarak da adlandırılan sinema ve bununla doğru orantılı olan sinema salonlarının varlığı gelişmeye açık kentlerde önemli bir kent dinamiğini oluşturmuştur.

Tüm sanat dalları gibi sinema da toplumdan beslenir ve topluma geri döner. Ancak sinemanın sahip olduğu görsellik ve bilinçaltıyla doğrudan iletişim kurabilme gücü diğer tüm sanat dallarının üzerindedir.

Cumhuriyetin ilanından sonra kentlerde kültürel yapının inşasında sinemalar vazgeçilmez mekânlar haline gelmiştir. Sinema, izleyici ile buluşmaya başladığı andan itibaren toplulukları bir araya getiren bir unsur haline gelmiştir. Bu sayede yedinci sanatın bu yönünü kazanca çevirmek isteyen girişimciler daha istikrarlı gelir elde edebilmek ve yan öğelerden de kazanç sağlayabilmek adına sinema filmlerini yerleşik mekânlara taşımışlardır..

Sinema filmleri izleyicisi ile böylesi bir mekânsal çatıda buluşunca bu durum sinema salonlarının var olduğu yerleri kentlerin yeni sosyal aktivite alanlarına dönüştürmüştü. Özellikle 20. yüzyılda sinema, kentleşme olgusunu pekiştiren önemli bir etmen haline gelmiştir.

Kentlilik kavramı sinema ile daha bir anlam kazanırken, kentli ve kentsoylu biri olmak da sinemanın daha yaygın hale gelmesine katkı sağlamıştır. Çünkü günlük hayatta iş dalları ve gelir seviyeleri belli normlar içerisinde yarı tüketici kitle için sinema filmleri sıkıntılardan kısa süreli bir kaçış anlamına gelmekteydi.

Diyarbakır’da da sinemalar toplumun sosyal yaşantısında önemli bir yer tuttuğu gibi, getirdiği dinamikle kentin kültürel ve ekonomik gelişimine büyük katkıda bulunmuştur. 

Sinema biletiyle başlayan ticaret, büfelerin artışı, sinemalarda çalışan insan sayısının çoğalması ve yakın çevrelerinde oluşan çay bahçeleri şehrin ekonomik ve sosyokültürel gelişimine önemli katkılar sunmuştur. Sur
dışında yapılan Dilan ve Site Sineması kentin sur dışı çıkışına değerli bir ivme getirmiştir.

Sonraki yazımda, Diyarbakır da geçmişte 21 sinemanın olduğundan söz edeceğim ve bunları tek, tek açıklayacağım.