Avrupa Birliği atamaların ciddi endişe yarattığını belirtti ve bu kararın yerel demokrasinin zarar görmesi gibi bir tehlikeyi de doğurduğunu ifade etti.

"Terörle mücadele Türk hükümetinin meşru hakkı olmakla birlikte, bu mücadelenin siyasi nedenlerden ötürü terörle mücadele ya da ceza yasasının geniş kapsamda uygulanması suretiyle değil, Anayasa’da ve Türkiye’nin uluslararası taahhütlerinde hükmolunan hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler çerçevesinde yürütülmesinin sağlanması da hükümetin sorumluluğundadır. Türkiye, Venedik Komisyonu tavsiyeleri ve Türkiye’nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı uyarınca, yerel demokrasinin işlevini engelleyen tedbirleri kaldırmalıdır." ifadeleri yer aldı.

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri "Diyarbakır, Mardin ve Van Belediye Başkanları seçildikten beş ay sonra terörle ilişkileri var iddiasıyla yine görevden alınıyor. Halkların tercihine sıfır saygı. Sırada ne var? Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını görevden almak mı?" görüşünü belirtti.

Avrupa Konseyi yaptığı açıklamada, kendilerine bağlı Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nin de gözlemlediği 31 Mart seçimlerinde "halkın hür iradesiyle" seçildiğine vurgu yaparak yerel demokrasinin iyi işleyişini ciddi biçimde zedelendiğini ve gelişmelerin kaygı verici olduğunu bildirdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü belediye başkanlarının görevlerinden uzaklaştırılmasına tepki göstererek üç başkanın derhal görevine iade edilmesini talep etti.

Açıklamada; "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu'daki üç önemli Kürt kentinde Mart'ta yapılan seçimlerden çıkan sonucu tabiri caizse iptal etmiş, halk tarafından seçilen belediye başkanlarını devre dışı bırakmıştır" ifadeleri kullanıldı ve seçilmiş belediye başkanlarının "terörizm" ile ilişkilendirilmesinin Türkiye'de demokratik seçimler, insan hakları ve hukukun üstünlüğü amacına bağlı herkese zarar verdiği ifade edildi.

Alman Federal Meclisi'nde Sol Parti (Almanya) milletvekilli olan Ulla Jelpke yaptığı yazılı açıklamada, "Erdoğan rejimi Mart'ta yerel seçimlerde kaybetmesinin ardından kısa süre sonra Kürt kentlerinde seçilen belediye başkanlarına kayyım atadı ve çalışanlarını gözaltına aldırdı. Alman hükümeti artık bu anti-demokratik rejimle işbirliğini sonlandırmalıdır" dedi.

Sol Parti milletvekili ve Avrupa Parlamentosu Türkiye delegasyonu üyesi Özlem Alev Demirel de Türkiye içerisinde hem de uluslararası platformda HDP'li belediye başkanlarıyla dayanışma çağrısında bulundu.

Alman Federal Meclisi Birlik 90/Yeşiller milletvekili Cem Özdemir "Erdoğan'ın demokrasisi: Yalnızca sevdiğiniz seçim sonuçlarını kabul edin! Aksi takdirde, sonuç "doğru" olana kadar seçimleri tekrarlayın ya da seçilmişleri direkt görevlerinden al! Şaka değil maalesef üzücü bir gerçeklik. Bugün HDP'nin Diyarbakır, Mardin ve Van Belediye Başkanları'nın başına geldi." ifadelerini kullandı.

Uluslararası PEN Kulübü'nün Türkiye merkezi, belediye başkanları yerine kayyım atanmasını ‘halkın iradesinin yok sayılması’ olarak nitelendirdi ve uygulamanın karşısında olduğunu bildirdi.

Devam Edecek Yurt Genelinde Tepkiler