Bugün, hala yüreğimizi dağlayan bir felaketin, Kahramanmaraş depremlerinin ardından bir yıl geçti.

6 Şubat 2023 tarihinde, Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, şehirleri adeta yerle bir etti, toplumsal bir yıkıma neden oldu. Ancak, resmi rakamların ardında kalan gerçek acıları ve kayıpları düşündükçe, yaşanan felaketin boyutları daha da dehşet verici hale geliyor.

Gece peşpeşe gelen iki depremin ardından, öğle saatlerinde meydana gelen bir diğeri, insanlara kabus yaşattı.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından açıklanan resmi verilere göre, depremlerde hayatını kaybeden kişi sayısı 50 bin 96, yaralanan kişi sayısı ise 107 bin 204 olarak belirlendi. Ancak, bölgedeki kayıpların bu rakamların üzerinde olduğu iddiaları hala gündemde. Binlerce insan, evlerini terk etmek zorunda kaldı, birçoğu hala kayıp.

Bir yıl sonra, Kahramanmaraş'ta hala ayakta duran binaların sayısı az, kalıcı konutlar hala tamamlanmış değil. Enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, insanlar konuta kavuşmanın umudunu yitirmiş durumda. 

Diyarbakır da bu felaketten etkilenen iller arasında yer alarak çok sayıda bina hasar alırken, 400'den fazla insan hayatını kaybetti.

Özellikle en ağır hasarın yaşandığı Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman'da tüm bu acılar halen dinmemişken, yaralar tam olarak sarılmamışken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı" açıklaması birçok kesim tarafından eleştiri aldı. Yaşanan felaketin siyasi bir arenaya çekildiği açıklamaları yapıldı. 

Ancak yaşanan bu gelişmeler, yıkımın acılarını halen üzerinden atamayan depremzedeleri bir kez daha yıktı.

Bugün hala devam eden bu acı sürecin ardında, Türkiye'nin deprem riskiyle başetmeye devam ettiği gerçeği var.

Uzmanlar, her an İstanbul ve diğer bölgelerde yeni bir depremin olabileceği uyarısında bulunuyor. Ancak, bu uyarılar karşısında yapılan hazırlıkların yetersizliği, felaketin boyutlarını daha da büyütüyor.

Kahramanmaraş depremleri, üzerinden bir yıl geçse bile hala hafızalarda taze ve yaralar hala sarılamadı. İnsanlar aç, açıkta, umutsuz ve geleceğe dair belirsizlik içinde bekliyor. 

Geçmişin acı tecrübelerinden ders çıkarmak, toplumsal dayanışma ve etkili yönetim, gelecekte benzer felaketlerle başa çıkabilmek adına elzem hale gelmiştir.