Başlangıç itibarıyla Nevruz, İslam öncesi dönemlere rastladığı için bu dönemlerde İslam inancı ile nevruz arasında bir irtibatlandırma yapmak mümkün değildir.

İslam ve Zerduş İnancı Açısından Nevruz

Ancak, klasik altı hadis kitabında mevcut olan bir hadise göre Hz. Peygamber Medine’ye geldiğinde bir açıklama da yapmıştır. Şöyle ki; Hz. Enesin aktardığına göre, Hz. Peygamber Medine’ye geldiklerinde Medinelilerin eğlenip oynadıkları iki günlerinin olduğunu öğrendi. Bu günler “neyin nesidir” diye sordu. Medineliler de; “Biz cahiliyye devrinde bu günlerde eğlenirdik” dediler. Hz. Peygamber “Muhakkak Allah taala, size bugünlerin yerine daha iyilerini, Kurban ve Ramazan bayramlarını lütuf olarak verdi” buyurdu (en-NESEİ, 1981: 3-4, 265). Hadisin metninde Medinelilerin cahiliyye dönemindeki iki eğlencelerinin ne olduğu belli değildir. 

 Ancak hadis bilimi ile uğraşanlar bu iki eğlence günlerinden birinin nevruz öbürünün de mihrican olduğunu ve bu iki eğlence gününü Arapların Mecusi İranlılardan aldıklarını ifade etmektedirler. İslam dünyasında Feteva-yı Hindiyye diye bilinen ve Hanefi fıkhı fetvalarının toplandığı kitapta ve öbür bazı güvenilir kaynaklarda cahiliyye döneminde Medinelilerin eğlendikleri günlerin Nevruz ve Mihrican günleri olduğu yer almaktadır (al-‘Azimabadi, 1415: 3, 341).
 
 Şurası bilinen bir gerçektir ki, İslam dini geldikten sonra, İslam’ın özüne uymayan hususlar kesin bir dille yasaklanmıştır. Nevruz ve mihrican için böyle kesin yasaklar yoktur. Ancak nevruz geleneğinin oluştuğu toplumlar zamanla İslam dinini kabul ettikleri için hayatın öbür alanlarında olduğu gibi nevruz konusuna da bir meşruiyet kazandırma çabalarının olduğunu anlıyoruz. İslamlaşma sürecinden sonra nevruzun dini kisvelere dayandırıldığı, dini kisvelerle süslendiğini görüyoruz. Bu durum, belki nevruzun bir Mecusi geleneği olduğu iddiasını ortadan kaldırmağa yönelik bir cevap bulma gayretinin sonucu olarak da yorumlanabilir. Burada önemli bir noktanın belirtilmesi de gerekir; Müslümanlardan sünnet ehli diye bilinen kesimin bir kısmının, nevruza Mecusi adeti olduğu gerekçesi ile çok sıcak bakmadıkları da bilinen bir gerçektir. Ancak buna rağmen Sünni kesimde de nevruz kutlamalarının yapıldığı bilinmektedir. Bunların dışında Hangi kesimden geldiği pek belli olmamakla birlikte nevruza dinden dayanak alma bağlamında, nevruz Hz. Ademin yaratıldığı gündür. Nevruz Hz. Nuh’un gemisinin karaya oturduğu gündür. Nevruz Hz. Yunus’un balığın karnından çıktığı gündür. Nevruz Hz. Muhammed’in peygamber olduğu gündür. Nevruz Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın evlendiği gündür. Nevruz Hz. Ali’nin halife olduğu gündür vb. rivayetler vardır (Makas, 1987: 82-83; Tutar, 1998: 24).
 
 Nevruz Alevi ve Bektaşilerin bahar günüdür. Yüzyıllardır Alevilerin nevruzu Hz. Ali’nin doğum günü olarak kutladıkları bir gerçektir. Ayrıca üç gün yılbaşı orucu da tutulmaktadır. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde Alevi-Bektaşiler büyük şenlikler yaparlar, Silifke tahtacıları da Hz. Hüseyin’in doğum günü kabul ederler (Aksoy, 1997: 116), 

Görüldüğü gibi Alevi-Bektaşi anlayışta nevruz daha canlı tutulmaktadır. Özellikle de Hz. Ali ile irtibatlandırma gayreti içindedirler. Bunun sebebi olarak, Alevi-Bektaşilerin Sünnilere göre, nevruzun daha canlı yaşandığı İran Şiileri ile dini anlamda daha çok anlayış birlikteliği içinde olmaları gösterilebilir. Görüldüğü gibi nevruzun din ile ilişkilendirilmesi her ne kadar eski Türk İnançları ve İslam inançlar ile irtibatlandırılsa da en kuvvetli deliller ve buna paralel olarak oluşan kanaat Nevruzun Mecusi inancı ile irtibatlandırılması daha doğru bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır.

Newroz Zerduş Dininden mi Geldi

Nevruzla ilgili yapılan bütün çalışmalarda Nevruzu belli bir millete ya da gruba mal etme gayretlerinde olduğu gibi, belli bir dini inançla irtibatlandırma gayretleri de vardır. Mitolojik verilere ve değişik rivayetlere göre nevruz geleneğinin Zerdüşt dininden geldiği, Türklerin eski dini olan kamlıkla ilgisi olduğu, Musevi yortusundan geldiği, Hıristiyan dini ile irtibatlandırılıp Hz. İsa’nın ölümü ve dirilişi ile ilgili olduğu ve çeşitli rivayetlerle İslam dini ile de bağlantı kurulmak istenmektedir. Biz burada Nevruzun bütün dinlerle ilgisini değil, daha çok konumuz açısından Zerdüştilik (Mecusilik), kamlık ve İslam dini ile ilişkisi üzerinde duracağız.
 
Mecusilik İnancı Açısından Nevruz

 
İslamiyet’ten önce İran’ın resmi dini olan Mecusiliğe, kurucusunun adından ötürü Zerdüşcilikte denilmektedir. Mecusilikte, güneşe, aya ve ateşe tapma ayinleri vardır. Özellikle eski İran’da ateş kutlu sayılırdı. Zerdüşcilik İran’da, İranlıların Müslümanlığı kabul etmesine kadar yaklaşık VII. yy’a kadar varlığını sürdürdü. İslamiyet’i kabul etmeyenler İran’dan kaçarak Hindistan’a geçtiler ve orada inançlarını yaşamağa devam ettiler  kaynak;(PAKALIN, 1972: 2, 432 ve Büyük Larousse, 1994: 15, 9210). 

İlkel dinlerin inanç ve ibadetlerinin tabiatla ilgisi bilinen bir gerçektir. Bu durum Zerdüşt inancı için de geçerlidir.” Bir anlayışa göre Nevruz Bayramı, Zerdüşt inancındaki tanrı Ahura-Mazda (Hürmüz) ile tanrı Angra-Mainyu (Ahriman)’nun mücadelesinde Hürmüzün savaşı kazanması sonucu, güneşin toprağı ısıttığı, tabiatı yeşillendirdiği ve bereketlendirdiği gündür” (AKSOY, 1997: 116). Bugünkü İran’da Mecusilik, inanç düzleminde önemini büsbütün yitirmiştir. Ancak kültürel izleri şu ya da bu biçimde kendisini göstermektedir. Nevruz bunlardan birisidir.
 
Kamlık İnancı Açısından Nevruz
 
 Aslında Kamlık diye bir din yoktur. Eski Türklerde din adamlarına kam denilmesine izafeten böyle bir yakıştırma yapılmaktadır. Öbür ilkel dönemlerde olduğu gibi, Müslümanlığı kabul edene kadar, Türklerin inançlarında da tabiat hadiselerinin; Güneş, Ay, yer-su ve atalar kültünün etkisi vardır. Örneğin, Hunlarda, kağan aynı zamanda baş rahip olup, göğün oğlu anlamında tengri kut denilmekte idi. Hakan, her sabah çadırdan çıktığında eğilerek Güneşi selamlar aynı hareketi akşam da Ay’a karşı tekrarlardı. Eski Türklerde ilkyaz, yaz ve güz mevsimlerinin başında resmi dini bayramlar yapılırdı (AYAS-TÜMER, 1986: 51-55).
 
  Yazılı kaynaklarda Türklerin eski inançları ile Nevruz arasında birebir bir ilişki kurulamamakla birlikte, dini törenlerin mevsim başlangıçlarında yapılması Nevruz’u (yeni günü) çağrıştırmaktadır.

 Devam edecek Newroz- Nevruz Nerelerde Kutlanır