Okuyucularımdan rica; yayınlanan “Diyarbakır Kızı İrma” anı romanımdan vakit ayırıp 1- 5 arasında bölümleri CEGA MEDYA yazarlar  sayfasından aynı gün okursanız anlam bütünlüğü bozulmamış olur.

Bu yazı dizisini okuyunca 1970 yıllarda Diyarbakır’ın kültürel zenginliğini, değişik etnik kökene ve inanışa sahip insanların nasıl kocaman bir aile olarak nasıl yaşadığını, Mahallenin tek bir ferdinin derdinin çözüm bulunması için çaba gösterildiğini anlatmak istiyorum. Babaannemin cenaze törenini o günlerin belgeseli olsun diye 5 günlük yazı dizisiyle anlatmak istiyorum.

Altunufağı Ebe Kamile’nin Matemi 5

Görsel: Mardinkapı mezarlık girişi. İHA İhlas haber ajansı

İrmaetraftan topladığı ufak çakıl taşlarını usule uygun olarak mezarın üstündeki toprağa baş hizasından ayak kısmına kadar bir çizgi şeklinde dizdi. Kabirin üzerine evinden getirdiği çiçek fidelerini dikti. Ebe Kamile’den ayrılması kolay olmadı.  Yıllar sonra Fransa’da Lyon’da öleceğini tahmin edemezdi. toprağa sarıldı merak etme bende “Ölürsem fazla uzakta olmayacağım. Ha bu karşıda “gâvurmezerlıgında”olacagam’’ Remziye Hanım kendisinden fazla ağlayan İrma’nın kolunu biraz zorlanarak kaldırdı,

Herkes son duasını okudu. Bir kişi hariç herkes oradan uzaklaştı. Henüz taze olan toprak dakikabirin başında Melle Sait vardı. Mezar başındaki Son dini vecibe olan “telkin” başlıyordu. Merhumenin sorgu meleklerine vereceği cevabı öğretmesi veya anımsatması gerekiyordu. “Allah’ım, Ebe Kamile’yi bağışla, doğru yolda olanlar arasındaki mertebesini yükselt. Bizi de, onu da affeyle ey âlemlerin rabbi. Onun kabrini genişlet ve aydınlat”

Cenazeye gelen kalabalık, Vasiyeti üzerine Şeyh Zeki Efendinin Mardinkapı mezarlığının girişinde sol tarafına defnedilen Celal Güzelses’in kabrinin olduğu yol kenarında durdular.  Cemaat, cenaze sahipleri ve taziyeye gelenler diye ikiye ayrıldılar Başta Merhumenin oglu Terzi Hayrettin yanında eniştesi Batman da Petrolde Eksvatörcü (Vinç operatörü ) Ekrem ve Kardeşi Vedat kayınbiraderleri kahveci Nurettin ve Fahri yan yana durup bekledi. Terzi Hayrettin gözü karşıda çeşmenin yanında çömelmiş yerdeki çakıl taşları kırgın bir halde karıştıran ortağı Bedrosa ilişti; ‘’Bedo gel kardaşım sende ailedensen. Bedros önce eliyle lüzum yok gibi işaret etse de Kahveci Nureddin.‘’Gel ula kaşmer hevalla’’bağırınca gülümsedi,  aralarına girdi. Taziyeleri kabul etmeye başladılar. Süryani Terzi Şükrü Arslanlar ve Ermeni Terzi Anto; ‘’Başınız sagolsun kirve,’’dediler. Hacı Teyfik; ‘’ Cenabı Allah başka aci göstermesin.’’  Kahvedeki sohbetlerinde  Zahireci Celal Kürtlerin asıl Kutsal kitabı hikmet ve bilgi anlamına gelen Avestaoldugundan bahseden,  ben Zerdüştüm diyen Zahireci Celal ; ‘’Xwedeguneheweefubike’’(Allah günahlarını affetsin) dedi.,Diyarbekir’in ileri gelenleri benzer cümlelerle başsağlığı dilediler.

Sıra Melle Sait’e gelince Terzi Hayrettin’e ; ‘’Anan Ebe Kamile benim yedi çocuğumun doğuran ebedir bende hakkı çohtur. Gelecek Cuma yedinci günde mevlit okutmah farzdır. Behrampaşa camide mevlit okuyacaham. Lokum ve Akide şekerlerini ben alacaham,  sen bişeye karışma, konu komşiyi topla. Senden tek bir ricam var vakit namazlarına gel, sizin ailede sıra sahanda geliheberin olsun’’ dedi.. Bir an durdu. Mele Said, Bedros’un ona ışıldayan gözleriyle baktığını görünce bir an bakıştılar.

Bedrosun kulağına eğildi yavaş sesle; ‘’Bedros kirve bazıları densizlihyapi,  sen aldırma dini bakımdanda cahiller,  lafın nereye gidecahınıbilmiler, başın sağolsun’’ sonra sözlerini Bedros’un ana dili olan kürtçe ile tamamladı ‘’Em bihewrebıhezin’’(Biz birlikte güçlüyüz) Bedros’a diye sarıldı. Bedros gözleri dolmuştu; ‘’Abe sizin gibi kardaşlarımolduhtan sonra gerisi önemli degil’’dedi.

Artık kadınlar yedi gün erkekler üçgün yas evinde oturmak zorundaydı. Radyolar yas evinde kırk gün, diğer komşu evlerde yedi gün çalınmayacaktı. Yedinci günde Behrampaşa camide,  Kör Celal (Celal Sevimli) ve Tarık Çıkıntaş davet edilip kırkıncı günde Mevlit okudu. Aradan aylar geçmesine rağmen İrmanın evinde hala radyo açılmıyordu. Hasta bir Fenerbahçeli olan Bedrosİrma’nın yasağını Fenerin maçlarıyla delse de, İrmayı kızdırmamak için şarkı çıktığında kapatıyordu. Sakin bir Pazar gününde radyoda çok heyecanlı bir maç vardı. Bedros sanki maçı görecekmiş gibi Vega marka radyoya yapışmıştı. Gözlerini açmış nefes nefeseydi.

Ben spikeriniz Halit Kıvanç Hakem Nevzat Tansuk’un bitiş düdüğüyle Ligin üçüncü sırasındaki Altay ile Fenerbahçe berabere kalıyorlar. Lider Fenerbahçe kalecisi IlieDatcu’nun kalesini iyi korumasına rağmen, karşısında Tanzer Sencer gibi çetin ceviz bir kaleci olunca sayısız pozisyon oldu ama gol olmadı Altay’dan Mustafa Denizli Fenerbahçe den Ziya Şengül, Ogün Altıparmak ve Can Bartu’nun çabaları yetersiz kaldı. Maç golsüz bitiyor. Sizlere İzmir Alsancak stadından iyi akşamlar diliyorum. (28.09.1969 Altay 0 Fenerbahçe 0)

Bedros Fenerbahçe nin gol atamamasına sinirlenmişti sanki İrma maçtan anlıyormuş gibi ona anlatıyordu; ‘’O  şemamokNuno (yabancı oyuncusu IonNunweiller ) ne işe yarı anlamıyam. Orda kazıh gibi durdu. Hele o Serkan Acar yerine bizim Diyarbakırspor’dan Mehmet Ali Biçer oynatsalardı daha eyi olurdu. Heç olmazsa o koştukça arap atı gibi açıli. Hele o tırroTirrian  (Tırrookumamiş bir işe yaramayan isim benzerligi yüzünden Romen çalıştırıcı TraianIonescu ya o dönemde Tırro denirdi) Antrenör tahımıheç idare edemi. İrma;‘’ az evvel bi ton isim saydın onları heçtanımıyam, sahan desem Diyarbakırbelediye başkanı kimdir bilmessen’’ Bedros kızmıştı. “Belediye başkanı Nejat Cemiloglu’ dur. Ben herşeyi biliyem. Sen ancah Kerime Nadir’in hissi aşk romanlar okuyasan’’ İrma lafı uzatmadı.

Maç bitti Radyoda her Pazar gününün unutulmaz eğlencesi başladı. Programın anonsu her zamanki gibi klasikti. Sayın dinleyicilerimiz Burası 432 megahertz üzerinden orta dalgadan yayın yapan Ankara Radyosu Muzaffer Sarısözen’in yönetiminde Yurttan sesler korosunda Şahin Gültekin’i Dinleyeceksiniz. İlk türkü Adapazarı Hendek yöresinden ‘’Elmayı top top yapalım,

kızlara bahşiş atalım.

Kadifeden ceketi dar yapalım,

Ne güzel yakışır ince bele’’

Spiker saz arkadaşlarını sayarken en sonunda ve darbuka da. Atilla Mayda demeyi de unutmadı. Anonsu duyan İrma sinirlenmişti, Bedros’a kızarak söylendi. O çıllaka türküyü kapat. Kızlara bahşiş verecahmış. Allah bili arhadan Halime'yi samanlıkta bastılar, Şalvarını gül dalına astılar Söyler. sahanDünegin söyledim, bu Şahin beğ azmış sen inanmisan.’’ 

Bedros, türküyü dolaylı olarak kapatmasını söyleyen, Annesinin ölümünü daha kısa sürede kabullenen Ancak Müslüman komşusu, çocuklarının ebesi Kamile hanımın ölümünü kabullenmeyensevdiği insana baktı. İrma’nın mateminin hala sürdüğünü anlamıştı. Tartışmamak için radyoyu kapattı. Pin’in de (damdaki,  kuş yuvası) beslediği taklacı Habeş Göğsüak, Ketme, İçağlı, Kerünk, Zeytuni, Ketme, Kızılbaş kuşlara yem vermek için tahta merdivenlere tırmanıp dama çıktı.