Güzel bir bahar günüydü. Kuzey Almanya'nın Danimarka sınırına yakın Flensburg beldesi yakınlarındaki bir çiftlik evinde pijamalarıyla bir köylü bahçeyi çapalıyordu.
11 Mart 1946günü YüzbaşıCross'un ekibi köylüye yaklaştı. “İsminiz ne “ diye sordu. Çiftçi başını kaldırıp sakin bir ifadeyle “Franz Lang” dedi.
II Dünya savaşının sonlarıydı. Müttefik kuvvetlerden İngiliz subay Yüzbaşı Cross ikna olmamıştı. Köylünün bir parmağında sarılı bez parçası dikkatini çekmişti. Köylü “elimi kesmiştim” diye yanıtladı. Bez parçasını açan yüzbaşı, köylünün alyansını gördü. Alyansı içinde “Hedwig&Rudolf” yazıyordu. Kaçak SS Nazi subaylarını arayan Yüzbaşıkarşısındaki kişinin Auschwitz kampının firari komutanı RudolfHössolduğunu anlamıştı. Rudolftutuklanmasından 10 dakika sonra gerçek kimliğini itiraf etti.
Görsel: Höss (ortada) tutuklandıktan sonra burnu kanamış olarak hapishanede, Yüzbaşı Cross (sağda) ve gardiyan Çavuş John Bowman. Diğer görsel İdam gününde çekildi.Fotoğrafçı: StanisławDąbrowiecki
Yüzbaşı Cross, raporunun sonunda Höss'ün "Nazi komutanı Himmler tarafından Avrupa Yahudilerini yok etme göreviyle görevlendirilen subayın en büyük savaş suçlularından biri olarak görülmesi gerektiğini" yazdı.
RudolfHöss ve eşi Hedwig’in, kampın yanındaki villa tipi bir ev ve bahçede, ailesi için ideal bir yaşam kurmasıydı. Kamptan her gün yükselen yanık insan kokularından rahatsız olmayan sadist bir ruha sahipti.En şaşırtıcı olanı mesai bitiminden eşi ve 12 yaşındaki oğlu Klaus kardeşleri olmak üzere 5 çocuğuylanormal bir aile yaşamı sürmesiydi. SadeceAuschwitz'de iki buçuk milyon insanın açlıktan, bakımsızlıktan ve duş alacaksınız diye gönderdiği gazodalarındaöldürüldüğüne dair soğukkanlı itirafıydı.Höss, 16 Mart 1946'da hücresinden şunları yazmıştı: "Mayıs 1941'de Nazi SS subayı Himmler'den aldığım emir üzerine, 1941 ile 1943 sonu arasında iki milyon kişinin gazla öldürülmesini bizzat ayarladım; bu süre zarfında Auschwitz'in komutanıydım."Tutuklanmasının ardından Almanya Nürnberg Mahkemeleri'nde tanıklık etti. Müttefikler onu Polonya'ya teslim etti, çünkü Auschwitz Alman işgali sırasında Polonya topraklarındaydı.
16 Nisan 1947'de RudolfHöss, Auschwitz'in eski insanların yakıldığı krematoryumunun yanındaki avluda asıldı. RudolfHöss 25 Kasım 1901yılında o zamanlar Osmanlı toprağı olan Almanya Baden Büyük Dükalığında doğmuş. Polonya’da ölmüştü.
1961 yılında yayımlanan ve Holokost çalışmalarının başlangıç eseri sayılan Avrupa Yahudilerinin Yok Edilişi kitabının yazarı RaulHilberg'e göre RudolfHöss, 15 yaşındayken Osmanlı altında ordusu ile birlikte Bağdat, Kut-ülAmare ve Filistin'de savaşmıştı.
Holokost’ta altı milyon Yahudi hayatını kaybetmiştir. Nazi Almanyası rejimi gaz odalarında toplu katliamlarda ve Yahudileri kasıtlı olarak mahrumiyete, hastalıklara ve acımasız muameleye maruz bırakarak sistematik bir şekilde katletmişti. Naziler, başka gruplara da zulüm ve toplu katliam uygulanmasını hedeflemiştir. Bu gruplar arasında Sovyet savaş esirleri, Leh etnik kökenliler, Romanlar ve engelli kişiler sayılır.Aklıma takılan soru şu Anne ve babasından ve çevrenden şiddet gören çocukların bir kısmı da Çocuklarına şiddet uyguladığını pedagogların araştırmalarına konu oluyor. Tarihin en acımasız etnik soykırıma uğrayan Yahudiler şimdide onun daha korkuncunu Filistinlilere uyguluyor.
UNRWA (BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu) başkanı İsviçreli PhilippeLazzarini ve BM Genel Sekreterliği ”Bu savaş çocuklara karşı bir savaş. Filistinlilerin Çocukluklarına ve geleceklerine karşı bir savaş" dedi.
Bu soykırımın en savunmasız olanları çocuklar İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742’si kadın olmak üzere 43 bin 314 Filistinli öldü, 102 bin 19 kişi yaralandı. En az 165 BM çalışanı görev başındayken öldürüldü.
Görsel: Filistin Mülteci kampında yemek bekleyen17,000 refakatsiz ya da ailelerinden ayrı düşmüş çocukların bir kısmı. Anadolu Ajansı.
17,000 refakatsiz ya da ailelerinden ayrı düşmüş çocuklar ve yerinden edilen 1.7 milyon Gazzelinindurumu daha da kötüye gidiyor. Her şey Büyük İsrail devleti için. Yakında Suriye’yi ele geçirip komşumuz olurlarsa hiç şaşırmayıBirleşmiş Milletler (BM) tarafından 2 Kasım olarak ilan edilen Uluslararası Gazetecilere Karşı İşlenen Suçların Cezasız Kalmasını Sona Erdirme Günü münasebetiyle yazılı bir açıklama yayımladı.İsrail'in, Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda öldürdüğü gazeteci sayısı 183'e çıktı. BM'ye göre dünyadaki gazeteci cinayetlerininyaklaşık yüzde 90'ı hala çözülemedi..
Değişik konularda Demokrasi havarisi kesilen özellikle AB ülkelerİ Filistin konusunda başını kuma gömmüş devekuşları gibi sessiz. Etnik kökeninizle övüyorsanız, Dünyanın herhangi bir yerinde olan soykırımı lanetmiyorsanız. İnsanlığınızı sorgulamamızın tam zamanı.
Ruanda'da 1994 yılında yaklaşık yüz gün içinde 800.000 Tutsi ve ılımlı Hutu'nun, aşırı uç Hutular (Interahamwe) tarafından öldürülmesini Kaçımız hatırlıyor. Fransa, soykırımı gerçekleştiren Hutu hükûmetinin o dönem içerisinde en yakın dostu ve destekçisi olması sebebiyle Ruanda Soykırımı'ndan en fazla sorumlu tutulan ülkedir.
İnsanların dini, dili, ırkı, mezhebi, kişisel tercihine takılmaksızın, empati yaparak karşındakinin de değişik duygulara, farklı düşüncelere ve bakış açısına sahip olabileceğinin farkında olarak yaşamak zor olmamalı.
İnsanların Etnik temizliğiniNİ kendi ülkelerinin refahı uğruna uygulayan, Netanyahu gibi düşünen insanların sonunun yazımın başında hayatını anlattığım kaçak SS Nazi subayıRudolfHöss gibi olması dileğiyle…