Şehirleşmenin yeni tanımı: Geniş kavşaklar, ışıklı refüjler ve başıboş otlayan büyükbaş hayvanlar. Bu tanım size absürt geldiyse, bir sabah Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde Diclekent'e ya da Talaytepe’ye doğru yol alın;

ışıklarda beklerken karşınıza dikilen bir inek, sizi modern kentle gerçeklik arasında ciddi bir sorgulamaya sokacaktır.

Diyarbakır’ın en planlı ilçelerinden biri olan Kayapınar’da, artık sabah trafiği sadece araç yoğunluğu nedeniyle aksamakla kalmıyor. Refüjlerde otlayan koyunlar, kavşaklarda gezinen keçiler ve tabii ki tüm asaletiyle geçiş üstünlüğünü ilan eden inekler... Evet, burada ineklerin yayalardan daha öncelikli olduğunu bizzat gözlemleyebilirsiniz. Hele ki kavşakta bir inek orta refüjde sabitlenmişse, yeşil ışık da yansa, kimse kımıldamıyor.

İnsan sormadan edemiyor: Bu nasıl bir şehirleşme? Yaya geçitleri hayvanlar için mi? Kaldırımlar otlak mı? Yoksa biz sadece tabela şehircilik mi oynuyoruz?

Tabii burada eleştirinin yönü sadece hayvan sahiplerine değil. Onlara bu rahatlığı sağlayan boşluk, asıl mesele. Belediyeler bir yandan park, kavşak, yeşil alan inşa ederken, diğer yandan bu alanları kimlerin kullandığına dair en ufak bir denetim sergilemiyor. Sonuç? Şehircilik kitaplarına giremeyecek kadar trajikomik, sosyal medyada bolca beğeni toplayacak kadar ironik kareler.

Kent merkezinde hayvan otlatmak; ne nostaljik ne sevimli. Bu bir tercih değil, bir sorumsuzluk. Ve bu sorumsuzluğa göz yuman her yapı, bu şehre ihanet ediyor demektir. Çünkü mesele sadece bir inek değil; bir şehrin işleyişine dair zihniyet meselesi. Kamusal alanı kişisel alan gibi kullanma alışkanlığı, kırsal davranış biçiminin kent merkezinde kendine rahatça yer bulabilmesi, aslında hepimizin gündelik yaşamını tehdit ediyor.

Bir şehirde ışıkta durmak normaldir. Ama ışıkta durup inek geçmesini beklemek normal olmamalı.

Bu yazının sonunda çözüm önerisi beklentisi olan varsa, üzgünüm. Çünkü önce bu manzaranın gerçekten sorun olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bu hayvanları sokağa salanlar kadar, onlara hoşgörü gösterip sıradanlaştıran herkes, bu sorunun ortağı.

Kentin merkezinde otlayan inekler varsa, orada kentleşmeden değil, yalnızca şekil değiştiren bir köyleşmeden söz edilebilir. Kayapınar gibi bir yerde yaşayıp da hâlâ inekle göz göze geliyorsak, sorun sadece hayvanda değil; hepimizde.

Çünkü burada asıl geçiş üstünlüğü, sorumsuzluğun.