Diyarbakır'daki hastanelerde yaşanan son gelişmeler, sağlık sistemimizin içler acısı halini bir kez daha gözler önüne seriyor.

"Estetik savaşları" olarak adlandırılan bu sorunlar, sadece estetik ameliyatları değil, aynı zamanda temel sağlık hizmetlerini de olumsuz etkiliyor.

Son müfettiş soruşturması, 4 KBB uzmanının sürgün edilmesiyle doruğa ulaştı. Ancak bu sadece buzdağının görünen kısmı.

Hastanelerdeki doktor, personel ve cihaz yetersizlikleri, yönetimdeki sorunlar, hastaların sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanmasını engelliyor.

Özellikle KBB alanında yaşanan ciddi sorunlar, hastaların randevu almasını bile zorlaştırıyor. 4 uzmanın sürgün edilmesiyle bu alandaki kriz  derinleşti. Hastaların KBB alanında sağlık hizmetlerine erişimi daha da kısıtlandı.

Ancak sorun sadece uzman eksikliğiyle sınırlı değil. Hastanelerdeki yönetimsel skandallar da büyük endişe kaynağı. 

Başhekimlik yapan bir yetkilinin, estetik ameliyatı normal ameliyat gibi göstererek yasa dışı uygulamaları teşvik etmesi, sağlık sistemindeki çürümenin ne denli derin olduğunu gösteriyor.

Kalite giderek düşüyor.

Sağlık hizmetlerinde düşüş gösteren kalite yeniden yakalanabilir mi? Bu sorunun cevabı, alınacak kararlarla ve sağlık sistemindeki değişikliklerle mümkün olabilir. 

Unutmayalım ki sağlık, herkesin en temel hakkıdır ve sağlık sisteminin işleyişindeki her türlü aksaklık, insanların yaşam kalitesini ve hatta hayatlarını etkileyebilir.

Diyarbakır'daki sağlık sistemi sadece bir bölgedeki sorunları yansıtmıyor, aynı zamanda ülke genelindeki sağlık hizmetlerinde yaşananlara da bir ayna tutuyor. 

Dolayısıyla, bu sorunların çözümü sadece Diyarbakır'a özgü önlemlerle değil, geniş kapsamlı ve kalıcı değişikliklerle mümkün olabilir.