Diyarbakır, tarih boyunca birçok medeniyetin kavşağı olmuş bir şehir.
Dicle’nin kıyısında binlerce yılın izlerini taşıyan bu kadim kent, şimdi bir başka tarihi ana daha hazırlanıyor: raylar üzerinde yükselen yeni bir gelecek.
Geçtiğimiz günlerde yapılan 2025 Yılı 1. Dönem İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda ortaya konan tablo net: Diyarbakır, büyük bir dönüşüm sürecine giriyor. Ama bu sefer mesele yalnızca asfalt, beton ya da bina değil; mesele bir vizyon meselesi. Sessiz ama güçlü bir altyapı devrimi kapıda. Ve başrolde Raylı Sistem Projesi var.
RAYLAR SADECE DEMİR DEĞİL, UMUT TAŞIYOR
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ayşe Serra Bucak’ın konuşmasındaki en dikkat çekici noktalardan biri, raylı sistem projesinde inşaat sürecinin 1-1,5 yıl içerisinde başlamasının hedeflenmesi. Bu, sadece bir ulaşım hattı değil; bu, Diyarbakır'ın hem fiziksel hem de sosyokültürel yapısına dokunacak bir damar.
14,1 kilometrelik güzergâh üzerinde sürdürülen imar ve kamulaştırma çalışmaları, Fransız Kalkınma Ajansı ile yapılan görüşmeler, projeye özel teknik personel görevlendirilmesi…
Bunların her biri, bu işin yalnızca bir şehircilik hamlesi olmadığını, aynı zamanda stratejik bir adım olduğunu gösteriyor.
ULAŞIM DEĞİŞİRSE, ŞEHİR DE DEĞİŞİR
Bugün İstanbul’un, Ankara’nın ya da İzmir’in ulaşım haritasına baktığınızda, kent içi raylı sistemlerin sadece bir ulaşım değil, aynı zamanda yaşam kültürü sunduğunu görürsünüz. Sabah evinden çıkan bir yurttaş, trafiğe takılmadan işine, okuluna gidebiliyorsa; bu sadece konfor değil, aynı zamanda; zaman, sağlık ve hatta psikolojik refahtır.
Diyarbakır'da bu sistemin kurulması, bugüne kadar özel araç ya da otobüsle ulaşmaya çalışan binlerce insan için yepyeni bir alternatif sunacak. Şehir merkezinden üniversiteye, iş merkezlerinden konut alanlarına kadar uzanacak bu hat, sosyal hayatı da birbirine bağlayacak.
PROJENİN ARKASINDAKİ SİYASAL VE KURUMSAL EŞGÜDÜM
Bu tarz büyük projeler yalnızca bütçeyle, mühendislikle ya da makine gücüyle ilerlemez. Eşgüdüm gerekir. Serra Bucak’ın altını çizdiği ''hem yerel yönetim hem de merkezi hükümet desteği'' vurgusu da bu nedenle hayati.
Vali Murat Zorluoğlu'nun da yatırımların başarıyla sonuçlanabilmesi için kurumlar arası iş birliğinin şart olduğuna vurgu yaparak, ''İlimizin kalkınması için tüm kurumlarımızın eşgüdüm içerisinde çalışması, yatırımların hızlandırılması açısından büyük önem taşıyor'' açıklaması önemli.
Bugün bu proje hayata geçerse, bunun arkasında sadece teknik ekip değil, aynı zamanda siyasi irade, yerel-yönetsel işbirliği ve uluslararası temaslar olacak. Proje aynı zamanda bir ''birlikte iş yapabilme'' kültürünün testi niteliğinde.
BU SADECE BİR BAŞLANGIÇ
Diyarbakır, sadece bugünüyle değil, geleceğiyle konuşulmalı. Nüfus artıyor, şehir büyüyor, ihtiyaçlar çeşitleniyor. Ulaşım çözümleri, bugünün problemlerini değil, yarının ihtiyaçlarını gözeterek planlanmalı. Raylı sistem bu açıdan sadece bir proje değil; şehrin geleceğine atılmış stratejik bir imza.
Bugün bu adımlar sessizce atılıyor olabilir. Ama birkaç yıl içinde Diyarbakır halkı bu raylara adım attığında, sadece bir araç değil, bambaşka bir yaşam biçimine binmiş olacak.
Ve belki de o gün geldiğinde, bu köşede yazılan bu satırlar, o yeni hayatın ilk izleri olarak hatırlanacak.