Sevgili okurlarım, her yazımda Diyarbakır’ı anlatıyorum… Bugün yine onu yazıyorum… Ancak bir değişiklik yaptım...

Bu yazımda tarih yok, kenti sarmalayan gecekondular var… Sahipsiz kent… Layık olduğu yerde değil… Yönetenlerden yeterince hizmet görmeyen Diyarbakır’ı anlatacağım…

Anlatacağım ama hangisini anlatayım… Anlatılacak o kadar çok şey var ki,,, Nereye el atsan elinde kalıyor…

Hayırdır diyeceksiniz…. Hayır mı şer mi… Anlatınca anlaşılacak…

Yazdıklarım bilinmeyen şeyler değil… Bir kuşak önceki Diyarbakırlının gördüğü, hatırladığı, yaşadığı şeyler….

Surun dört kapısı var… Her kapı çıkışında bahçeler vardı… Piknik alanları vardı…

Bu bahçelerde kabuğu ince ekşimsi domates, sivri biber, dolmalık biber ve dolmalık patlıcan yetişirdi…

Yeşilliklerden Maydanoz, roka, yeşil soğan, reyhan, nane ve diğerleri… Tabi ki göbekli marulu da meşhurdu Diyarbakır’ın… Tadına doyum olmazdı bunların…

Ayrıca etrafında Üzüm bağları vardı… Bağ köşkleri… Bahçelerinde yazlık köşkler vardı…

Bağ ve köşkleri Urfakapı çıkışlıydı… Kentin batı tarafında yapılan yazlıklardı… Türkülere ilham olmuştu… Diyarbakır etrafında bağlar var diye…

Urfakapı’nın güney bölümünde Benu-sen Bahçeleri vardı…. Surların diş cephesinde konumlandırılmıştı…. Sebze ve meyve bahçeleriydi… Devasa dut ağaçları vardı… Kentin karahübür dutlarının büyük bölümü buradan toplanırdı…

Bu bahçe Urfakapı’dan Mardinkapı Mezarlığının arkasındaki Şeyhmehemet düzlüğünden Mardinkapı caddesine kadar uzanırdı…

Bahçenin içerisinde suyla çalışan un değirmenleri vardı… Değirmenler Simar deliği denilen yerden başlayıp Mardin Kapı mezarlığına kadar sıralanmıştı… Sayıları 4-5 şi bulurdu…

Ağaçlar kesildi… Sebze bahçeleri yok edildi… Su değirmenleri de yıktırıldı… Bu yerlerde, yani Benu-Sen ve Şehitlik semtleri şimdi gecekondularla dolmuş durumda…

Mardin Kapı çıkışlı yazlık köşkler vardı…. Bunlarda bahçeler içerisine yerleştirilmiş yazlık köşklerdi…

Pamuk Köşkü, Erdebil Köşkü, Gazi köşkü, Kavs Köşkü ve diğerleri… Burada tarih ve doğayı birlikte yaşardı insan… Kentin mimarı yapısında önemli bir yere sahipti bu köşkler….

Yine Mardin Kapı çıkışında sol tarafta menekşelik vardı… Hevsele bel vermişti güzel kokusuyla…

Yenikapı’da Hevsel Bahçelerine hakim bir durumda… Dicle Nehrine yüksekten bakan bir kapı… Çıkışında çifte havuzlar vardı… Doğu batısında Fiskaya ve gecekondular, Yeni Kapı Mezarlığı var… Karşı yakasında Dicle Üniversitesi ve oraya yol olan köprü yer alıyor…

Dağkapı çıkışında aile bahçeleri vardı….Emirgan patkı…. Bu bahçe ve parklarda tiyatro, skeçler gösterileri yapılır, Celal Güzelses ve saz arkadaşları konser verirdi…

Halk evi, sonra Yenişehir Sineması oldu, astsubay ordu evi, sineması ve sosyal tesisleri yer alırdı… Yıldız Sineması ve yabancı bir petrol şirketinin adını taşıyan yüzme havuzu bulunurdu…

7. Kolordu ve bir zamanlar seyran bağları olarak anıla, günümüzde gecekondu alanı halinde gelen Seyrantepe ve Aziziye Mahalleleri yer alıyor…

Diyarbakır da 1970 lı yıllarda başladı bu plansız yapılaşma ve Gecekondular….

50-60 yılı aşkın devam eden bu yapılar gittikçe çoğaldı ve kenti sarmaladı… Şimdiye kadar dur diyen de olmadı…

Kadim şehir Diyarbakır’ın tarihine ve güzelliğine yakışmayan bu çarpık kentleşme, kente dışardan gelenlerin üzerinde olumsuz bir intiba bırakıyor…

Bu duruma seyirci kalan, vurdum duymaz davranan kurum ve kuruluşlara tepkilidir Diyarbakırlılar….

Derin tarihi olan Dicle Üniversitesinden de şikâyetler var… Öğrencilerden, hastalardan ve de Diyarbakır halkından sitem var….

Kent hayatında önemli bir yer tutan üniversitemizin kadim Diyarbakır’ın tarihi, kültürü, sosyal hayatı, mimarı ve imarı ile ilgili çalışması var mı? Bunu yetkililerle ve ilgili kuruluşlarla paylaştı mi?… Varsa birileri çıkıp açıklasın köşemde yayınlayayım…

Kısacası dört bir yanı bağ bahçeydi Diyarbakır’ın… Ama günümüzde etrafında bağ, bahçe yok gece kondular sarmış dürt bir yanını…

Yetkililer, ilgili kurum ve kuruluşlar, kent platformu, bu yerlerin yani bu çarpık kentleşme alanlarının ıslahı için, çalışmalar yapmalı, bu yerler kentsel dönüşüme açmalıdır..…

Evliya Çelebi Diyarbakır için ne demiştir?
Evliya Çelebi'nin Diyarbakır'ı, son çözümlemede “geniş vilayeti ma'mûr, ovaları güzel ve amber kokulu toprağı insanlar arasında rağbet gören, mezraları bol, hayrat ve bereketleri çok bir bayındır şehirdir.” (2001a: 37; 2003c: 275).