Diyarbakır da zengin bir aile olan Süryani Abraham Efendi ile Mariam Hanımın çocuğu olmaz. Bölgenin en iyi hekimleri çare bulamaz. Gitmedikleri adak yeri, kilise ve papaz kalmaz. Umutlarının iyice tükendiği bir gün dostlarından birisi Dicle Nehrinin kıyısındaki Kırklar Dağının eteklerinde Kırklar Ziyareti bulunduğunu, oraya gidip dua ederlerse çocuk sahibi olabileceklerini söyler.
Mariam Hanım bir umutla 40 gün boyunca her gün Kırklar Ziyaretine gider dua eder. Duaları kabul olur ve 40. günden sonra Mariyam Hanım gebe kalır. Dünya tatlısı bir kız çocukları olur. İsmini yakıcı, ateşli anlamına gelen Suzan (Suzi) koyarlar.
Ailesi Suzan’ın her doğum gününde Kırklar Ziyaretine gidip adak adarlar. Derken Suzan büyüyüp güzel bir kız olur.
Ayni mahallede yoksul Müslüman bir ailenin Adil isminde genç bir oğulları vardır. Mahallenin tüm erkekleri gibi o da Suzan’a âşıktır. Ancak Adil utangaç ve çekingen olduğu için duygularını içinde atar.
Suzan, Adil’in kendisine olan ilgisini anlar ve ona yaklaşma kararı alır. Bu güzel ikili kısa zaman içerisinde birbirini çok seven iki aşık olur.
Geçen her gün büyüyen bu aşklarını evlilik ile taçlandırmak isterler. Kararlarını ailelerine çekinerek ve korkarak iletirler. Suzan’ın ailesi şoka girer. Gözü gibi büyüttükleri kızları Müslüman ve fakir bir genç ile evlenecektir. Suzan’ın bu isteğini kabul etmezler. Adil’in ailesi de Suzan’ı istemez. Ailelerin rızası yoktur, ama bu iki aşık fırsat buldukça gizli gizli buluşarak görüşürler.
Bir doğum gününde ailesi Suzan’a kurban kesmek için eşlik edemez, hizmetçileriyle Kırklar Ziyaretine gönderir. Suzan en güzel kıyafetlerini giyer, Kırklar Ziyaretine gider.. Adil, Suzan’ın Kırklar’a doğru gittiğini görür ve ailesinin yanında olmadığını fark eder; Gizlice takip eder.
Hizmetçiler kurban kesme telaşı içindeyken onlar gizlice buluşurlar. İki genç sevgili hasret giderirler ve bu hasret giderme dillere düşer. Bu buluşma dillere düşünce Suzan Suzi Tarihi On Gözlü Köprüden atlayarak intihar eder.
Kimine göre. Suzan köprüden atlayıp intihar eder, Adil de peşinden atlar ve bu hikâye anonim bir şarkı olur.
Kimi anlatımlara göre de; Bu buluşmadan sonra Suzan çok değişir. Konuşmaları hep ölümü işaret eder. Bir gün sabah saatlerinde Suzan evden gizlice çıkar ve Diyarbakır’da Dicle Nehri üzerindeki On Gözlü Köprüye gelir.
Adil Suzan’ı uzaktan görür. Suzan köprüde öylece suya bakıyordur. Adil, Suzan diyerek bağırmaya başlar. Sevdiğine bir şey olacak diye çok korkar ve deli gibi ona doğru koşar. Bu arada Suzan kendini Dicle Nehrinin soğuk sularına bırakır.
Adil şok olmuştur. Kısa bir süre sonra Suzan’ın cansız bedeni nehrin kenarına vurmuştur. Adil bir nehre bakar bir de cansız yatan sevdiğine… Deli gibidir ve “Ziyaret çarptı bizi” diye haykırır, haykırarak hem ağlar, hem de sevdiğinin kum dolan saçlarını temizler.
Adil, o acı ölümden sonra akli dengesini kaybeder…
Devam edecek ( Suzan’ın Gerçek Hikayesi)